12 Aralık 2019 Perşembe

Antik Mısır Tasvirlerindeki Gizemli Kafa Konileri Gerçekmiş


   
                 Akhetaten’da bir duvar resminde baş konileri giyen iki figür. C: Amarna Project

Antik Mısır Tasvirlerindeki Gizemli Kafa Konileri Gerçekmiş


Antik Mısırlıların resimlerine yakından baktığınızda garip bir şey fark edebilirsiniz: bazı kafaların üzerinde bir kahve kupası büyüklüğünde koniler var.

Arkeologlar uzun süredir bu nesnelerin sadece bir sembol olup olmadığını merak ediyordu. Şimdi ise yapılan bir çalışma, bu kafa konilerinin gerçekten de var olduğunu gösteriyor: Araştırmacılar, 3.300 yıl öncesine dayanan mezarlardaki merak uyandıran iki koniyi gün yüzüne çıkardı.
Arkeologlar bu keşifleri Antik Mısır’ın en alışılmadık şehirlerinden biri olan Akhetaten’de yaptılar. Bölge, MÖ 14. yüzyılda sadece 15 yıl ya da daha az süre kullanılmamıştı. Bu dönemde Mısır’ı, bu şehre adını veren firavun Akhenaton yönetiyordu.
Akhenaten, Güneş tarafından temsil edilen tek bir tanrıya ibadete odaklanan, kısa ömürlü (ve daha sonra firavunların gözünde, dine ters görülen) dini bir sistem geliştirdi. Kendisi ayrıca Tutankamon’un babası da olabilir.
Bulunan kafa konilerindne ikisi, bir işçi mezarlığındaki düşük statülü mezarlardan ortaya çıktı. Bir mezar, mezar soyguncuları tarafından yağmalanan diğerinden çok daha iyi korunmuştu. Her iki vücutta da, saçlarına dolaşmış bir kafa konisi vardı. Koniler krem rengindeydi ve balmumundan yapılmış gibi görünüyordu; her ikisi de 8 santimetre boyundaydı. Ayrıca, kötü durumdaydılar, böceklerin içlerinde tünel açtığı deliklerle doluydu.
Keşifler, sembolizm teorisini çürütmeye yardımcı olabilir. Bu teoride, konilerin sanatçılar için, Hıristiyan sanatında kutsallığı ifade etmek için kullanılan haleler gibi, kullanıcının özel durumunu göstermesinin bir yolu olduğu öne sürülüyordu.
Kafasına koni ile gömülen Antik Mısır kadını. C: Amarna Project
Ancak keşif, koniler hakkındaki bir başka hipotezi de potansiyel olarak baltalıyor: Bu koniler, vücudu hem gerçek anlamda hem de manevi olarak parfümlemek ve temizlemek için, Güneşte yavaşça erimekte olan merhem topaklarıydı. Buradaki düşünce, saçları eriterek ve ‘temizleyerek’, konilerin bireyi ritüel olarak katılması için uygun bir duruma getirmesi adına ritüel olarak arındırmış olabileceğiydi.
Ancak ekip, iyi korunmuş olan mezarda, kafa konisinin eridiği ve kişinin saçına sürdüğü konusunda hiçbir kimyasal kanıt bulamadı. Bu durum, merhem teorisinin tamamen çürütüldüğü anlamına gelmiyor.
Arkeolog Lise Manniche, antik sanat eserlerinde konilerin, işçi mezarlıklarına gömülen insanlar için değil, genellikle üst sınıfların üyeleri tarafından giyildiğini öne sürdüğünü söylüyor.
Manniche, “Bulunan bu iki koniyi, şehirdeki daha az şanslı kişiler tarafından yüksek statü modasını taklit etmek için kullanılan ‘sahte koniler’ olarak yorumluyorum.” diyor.
Eğer öyleyse, koniler sadece sosyal seçkinleri taklit etmekten daha fazlası olabilirdi. Bazı arkeologlar, nesnelerin duygusallık ve doğum anlamına geldiğini düşünüyor. Stevens, “İyi korunmuş mezardaki Mısırlı kadının, çocuk doğurma çağındaki bir kadın olması önemli olabilir. Belki de, kadının kafa konisinin öbür dünyadaki verimliliğini artıracağı umuluyordu.” diyor.
Ancak Atlanta Emory Üniversitesi’nde bir arkeolog olan Rune Nyord bu görüşe şüpheci yaklaşıyor. Rune Nyord, Mısır sanatında kafa konilerinin festival ziyafetlerinde veya firavunun varlığında olduğu gibi diğer bağlamlarda da giyildiğini öne sürdüğünü belirtiyor.
“Öbür dünyaya gönderme yapan açıklamalar Mısırbilimde yaygındır, ancak Mısırlıların kafa konilerini bu şekilde görmemiş olabileceklerini göz ardı etmemeliyiz. Bazen bir şapka sadece bir şapkadır.”

Science Mag. 10 Aralık 2019.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder