22 Ekim 2020 Perşembe

SİRİUS YILDIZININ MISIR’DA Kİ GİZEMİ : MISIR MİTOLOJİSİ



 


SİRİUS YILDIZININ MISIR’DA Kİ GİZEMİ : MISIR MİTOLOJİSİ
İnsanlar her ne kadar dünyaya ve doğaya hükmetme konusunda kendilerini iddialı görseler de bu sonsuz evrende aslında küçük bir zerre kadar öneme sahipler. Dahası birçok inanca göre bu koskoca evrenin insanın hizmetine sunulduğu fikri, insanın iç dünyasında ki karmaşanın en büyük kanıtıdır. Evren başlı başına muamma ve insan zekâsının alamayacağı bir gizem taşımaktadır.
Nasıl bu gün bizler evrenin sonsuzluğunu kavrayamıyor, bu sonsuzluğun içindeki muntazam karmaşayı çözemiyorsak bundan beş bin yıl önce yaşayan antik çağ insanı evren bir tarafa doğanın nasıl işlediğini dahi bilemiyordu. Gördükleri karşısında bir bebek gibi mütehayyir tepkiler veriyorlardı. Örneğin sürüsünü kerpiç ahırına yağmur geliyor diye toplayan bir antik çağ insanı ansızın ahıra düşen şimşek ve ölüp ziyan olan hayvanlarının karşısında korku ile karışık şaşkınlık duygusuna kapılıyor ve bu durumun nedenini öğrenmek istiyordu. Eğer nedenini bilirse bu durum tekrarlanması için önlem alabileceği hesabını yapıyordu. Tam işte burada gökyüzünden gelen korkutucu ölüm için ilkel insanlar şimşeği bir kutsal olarak görüp tanrılaştırıyor ona dualar etmeye başlıyor ve hatta o can almadan ona kurbanlar sunmayı mantıklı buluyorlardı.
İnsanlar tarıma geçtikten sonra ise mevsimlerin döngüsünü anlayabilmek için gözlerini gökyüzüne dikmişlerdi. Zaten tarım öncesinde de gökyüzündeki hareketle yollarını buluyor kışın geleceğini biliyor, hayvan göçlerinin ne zaman gerçekleşeceğini tahmin edebiliyorlardı. Bu yüzden yıldız takımlarını bir takım hayvanlara benzetmeyi adet edinmişlerdi. Fakat tarımla bu takımyıldızları insanların ilk zamanlarda yol göstericisi daha sonra bereket tanrılarının gökyüzünde ki simgeleri haline gelmişlerdir. İşte bu yıldız takımlarından en önemlisi olan Sirius yıldızının içinde bulunduğu köpek takım yıldızının hikayesine antik çağ uygarlıkları grubu olarak bakacağız.
Sirius yıldızının içinde bulunduğu takımyıldızı genel olarak tüm uygarlıklar tarafından bir köpeğe benzetilmiştir. Tükler tarafından ata tanrıların bulunduğu gökçe ülkenin girişinde ki kapıyı bekleyen gene kutsal kurt Asena’dır. Yunanlara göre ise Orion takımyıldızının yani Orion’un köpeğidir. Günümüzde ise köpek takımyıldızı olarak isimlendirilmektedir.
Sirius yıldızına en büyük önemi veren kadim uygarlık Antik Mısır uygarlığıdır. Onlarda bu yıldızı gece siyahı bir köpek şeklinde tasvir etmişler ve bu köpeğe Anubis (Anpu) ismini verip en önemsedikleri tanrılardın biri haline getirmişlerdir. Hatta Mısır uygarlığı bu yıldızı gözlemleyerek bir takvim oluşturmuş güneşi değil de bu yıldızı takvimlerinin esası olarak kabul etmişlerdir. Sirius yıldızı yılda bir kere yani yazın sonlarına doğru gün doğumundan hemen önce doğuda belirir ve güneşe yakın bir duruş sergiler. İşte tam bu zamanı Mısırlılar yılın başlangıcı olarak kabul ederlerdi. Sirius’un güneşin hemen önünde belirmesiyle Nil nehrinin taşkınları başlar Mısır’ın kurak topraklarına bereket gelirdi. Osiris ile İsis ise Mısırın bereket doğurganlık ve ölüm tanrısı idi. Bu yüzden sirius’i Tanrıçı İsis’İn yıldızı olarak kabul etmişler ve Anubis anlatılarına her zaman tanrıcı İsis’i dâhil etmişlerdir.
Şimdi Mısır inanıcında ki en mühim anlatılardan birine bakalım ve anlatının aslında gökyüzünde ki yıldızların hareketleriyle ilgili olduğunu kanıtlamaya çalışalım. Sirius yıldızının içinde bulunduğu köpek takımyıldızı Mısırlılar için Anubis’i temsil eder ve Anubis’in görevi ölüleri korumak, onları yargılamaktır. Terazisine ölen kişinin kalbini koyar, diğer kâsesine ise gerçekliğin simgesi olan bir tüy koyar. Terazide kalp ağır basar ise kişi tekrar canlanmaya hak kazanır. Eğer kalp ağır basar ise ruhu içinde barındıran kalbi timsah tanrı Sobek’e yemesi için veriliyordu.
Ölülerin yargılanması için dediğimiz gibi sirius yıldızının içinde bulunduğu takım yıldızının gök yüzünde olması gerek fakat haziran, temmuz ve ağustos ayını kapsayan 70 gün boyunca köpek takım yıldızı gökyüzünde görünmez ve bu yüzden Mısırlılar bu süre boyunca ölülerini gömmezler. Çünkü onları yargılayacak Anubis yoktur. Gökyüzünde görünmemesinin nedenini de Msırılılar açıklamak için farklı bir hikaye oluşturmuşlardır. Bu süre zarfında Tanrıçı isis’in hamile kaldığı ve Mısır inancının en büyük kahramanı olanı Horus’u sirius yıldızının gökyüzünde parlamasıyla doğurmuş olacağına inanmışlardır. Daha sonra ise Horus, kötülükler tanrısı Set’i yenecek Mısıra tekrar bahar gelecektir. Mısırlılar bir çok tarım uygarlığı gibi gökyüzünün hareketlerini mevsimler ile ilişkilendirip hikayeleştirmişlerdir. Hristiyanlık inancının çıkış yeri olan merkezlerden biri olan Mısır uygarlığının bu anlatıları daha sonra Hristiyanlığa uyarlanacak Mısırda yılan ile tasvir edilen dünyayı ele geçirmeye çalışan ve burada hükümdarlık kurmak isteyen Set Hristiyanlık inancında ki şeytan ile özdeşleştirilecektir. Gene Horus ile Hz İsa’nın hikayesi arasında ki anlatılarda ki detaylar birbirlerini etkileyecektir.
Gene başka bir yazımızda Horus ile Set arasında ki kavganın Hz İsa ile şeytan arasındaki mücadelesi arasındaki benzerliklere değinmeye çalışacağız.
Yazan : Hakan Kilit

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder