Eski Mısır Dini
Özet Mısır Tarihi
Yontmataş devrinde Mısır, tropikal bir iklimin etkisindeydi ve bu iklime uygun bitki örtüsüyle kaplıydı. Konutlar henüz vadinin üstündeydi, başlıca insan etkinlikleriniyse, avcılık ve balıkçılık oluşturuyordu. Yontmataş devri sonunda, bütün Afrika’da bir kaya sanatı gelişti, Yukarı Mısır’daki kayalar ve mağara duvarları, hayvan resimleri, av sahneleri ve gemicilikle ilgili çeşitli görüntülerle süslendi. Cilalıtaş devri başlarında, Nil vadisinin coğrafi oluşumu tamamlandı ve Sahra’da yaşayan, av köpeği bakıcıları, Paleoafrikalı sığıtmaçlar ve Nilot kökenli balıkçılar yeni tekniklerden yararlanmaya başladılar; yavaş yavaş tahıl tarımı, keten ekimi ve dokumacılığı, hasır işçiliği ve çömlekçilik gelişmeye başladı. Köylerin eski görünümleri değişti, sazdan kulübelerin yerini kerpiçten evler aldı.
Yontmataş devrinde Mısır, tropikal bir iklimin etkisindeydi ve bu iklime uygun bitki örtüsüyle kaplıydı. Konutlar henüz vadinin üstündeydi, başlıca insan etkinlikleriniyse, avcılık ve balıkçılık oluşturuyordu. Yontmataş devri sonunda, bütün Afrika’da bir kaya sanatı gelişti, Yukarı Mısır’daki kayalar ve mağara duvarları, hayvan resimleri, av sahneleri ve gemicilikle ilgili çeşitli görüntülerle süslendi. Cilalıtaş devri başlarında, Nil vadisinin coğrafi oluşumu tamamlandı ve Sahra’da yaşayan, av köpeği bakıcıları, Paleoafrikalı sığıtmaçlar ve Nilot kökenli balıkçılar yeni tekniklerden yararlanmaya başladılar; yavaş yavaş tahıl tarımı, keten ekimi ve dokumacılığı, hasır işçiliği ve çömlekçilik gelişmeye başladı. Köylerin eski görünümleri değişti, sazdan kulübelerin yerini kerpiçten evler aldı.
4000 yılına doğru benimsenen teknikler giderek yetkinleştirildi (çakmaktaşı ve bakır aynı zamanda kullanıldı), bunun yanı sıra fildişi işçiliği ortaya çıktı, küçük heykellerin yapımına girişildi. This öncesi dönemde kuzey kültürüyle güney kültürü arasındaki fark giderek iyice belirginleşti. İki uygarlık merkezi birbirine koşut olarakdüzenlendi: Kuzeyde başına kırmızı bir taç giyen ve Osiris tarafından korunun kral, batı ve doğu eyaletlerini (ya da nomos) yönetiyordu; güneyde bulunan bir başka kral da başına beyaz bir taç takıyor ve Tanrı Sethi tarafından korunuyordu; güney eyaletlerinin egemenliğiyse onun elinde bulunuyordu.
Eski Mısır yaklaşık üç binyıl varlığını sürdürdükten sonra, İ.S. 395’te Bizans egemenliği altına girerek Hıristiyanlığı yada Kıptiliği benimsedi ama Hıristiyanlar ve Araplar, bu son derece gelişmiş uygarlığın izlerini silemediler.
İ.S.VI. yy’da imparator İustinianos, Philai’deki İsis Tapınağı’nı (Hıristiyan mısır’daki son pagan merkezi) kapattırınca, dünyanın en eski uyarlığı sayılan bu uygarlığın üstüne bütün kapılar kapanmış oldu.
Daha sonra Fransız Jean-François Champollion’un hiyeroglif yazılarını incelemesi ve dolayısıyla o tarihe kadar karanlıkta kalmış birçok soruya ışık tutması sonucunda Eski Mısır uygarlığıyla ilgili pek çok şey öğrenildi.
XIX. yy’a kadar, Mısır tarihi Eski Yunan yazarlarının, özellikle de Herodotos, Sicilyalı Diodoros ve Stranbon’un yazdıklarından öğreniliyordu; ayrıca Mısırlı rahip Manethon’un Aigyptiake adlı yapıtından da yararlanılıyordu; Manethon bir Mısır tarihi yazmaya girişmiş ve Mısır firavunlarını 31 sülalede toplayarak bir firavunlar listesi yapmaya çalışmıştır.Bu bölümleme modern bilinler tarafından her zaman kullanılmıştır.Günümüzde Eski Mısır bilimi (ejiptoloji) henüz çok yeni bir bilim dalıdır, ama incelediği yazıtlar ve arkeoloji gereçleri o kadar zengin ve o kadar çeşitlidir ki, daha şimdiden Tarihöncesi dönemden Hıristiyanlık dönemine kadar Eski Mısır uygarlığının ve tarihinin ana hatları çizilebilir, en özgün yanları belirtilebilir.İ.Ö. 3000’e doğru, Mısır’ın yazılı tarihinin başladığı sıralarda, uyarlığın bütün öğeleri bir araya toplanmıştı: Ülke Nil’in suladığı bir toprak şeridi üstüne kurulmuştu ve ırmağın taşkın sularıyla besleniyordu; güneş her gün ışıklarıyla çevreye iyilik saçıyor, Afrika kökenli beyaz halk sulama kanallarının bakımıyla uğraşıyor ve huzurunu sağlayan doğal öğelere tapıyordu.Mısır halkı daha tarihsel döneminin başlangıç yıllarında kendine özgü bir dinginlik edinmişti; bu durum biraz da siyasal sistem, dinsel özellikler, dil ve yazıyı koruma kaygısından kaynaklanıyordu.Eski Mısır yalnızca, şaşmaz ve düzenli bir firavunlar dizisi değil, ama eksiksiz bir uygarlığın serüveni görünümünü taşıyordu.
Eski Mısır’da Din
Eski çaglarda oluşan bütün dinlerin çogunda şu dört madde, prensip olarak bulunmuştur:
Eski çaglarda oluşan bütün dinlerin çogunda şu dört madde, prensip olarak bulunmuştur:
1-Tanrı Kavramı
2-Mitoloji ve Efsaneler
3-Dini Inanislar “dogmes”
4-Dini Ayinler
2-Mitoloji ve Efsaneler
3-Dini Inanislar “dogmes”
4-Dini Ayinler
Bu temel prensiplere göre, eski çagda Mısır’ın dini hayatini incelemek için iki çesit belgeye sahibiz.
1-Hiyerogliflerle olan her türlü dini metinler, mabet ve mezar duvarlarındaki dini inanislar ve ayinlerin tasviri. Klasik bazı tarihçilerin; Herodot, Sicilyali Diodor ve Strabon gibi, Mısır’ın eski dini hakkindaki gözlem ve rahiplerden duyduklarıni yazmalarıdir.
2-Mabetlerde, mezarlarda her çesit ilahların heykelleri, heykelcikleri veya çizilmis, boyanmis resimleri. Eski Mısır medeniyetine ait mabet harabelerinde, mezarlarda bu çesit ilah heykel ve resimlerine rastlanmaktadir. Bunlar bazalt ve granitten olan heykellerden başka, bronz ve altindan heykelcikler, çesitli hayvan baslarıyla temsil edilen ilah ve ilaheleri göstermektedir.
Mısır’ın din hayatinin eksik yönü, iman ve inanma kismidir. Bir de çogu dinlerde esas olan mukaddes kitabin, burada bulunmayisidir.
Mısır’ın tarih önceki devirlerindeki din düsünceleri, totem esasina dayanir. Birer siyasi ve idari bölme olan eski Mısır’ın “Nom”ları, totem olan hayvan isimlerini tasirdi. Mesela çakal, köpek, yilan, sahin normları gibi.
Klan halinde yaşayan insan grupları bir yere yerlesip siteler, (Nom) olusturduktan sonra sembolleri olan totemler, o yerin ilahi ve mabudu olmustur. Eski din inanisları bunlara dayanmaktadir.
Eski devirlerdeki bir halkin dini, oturdugu memlekete ve sürdügü hayat tarzina göre degisir. Iste buna göre Mısır dini de ilhamini muhitinden almiştir.
Mısırlılar bir çok ilahlara sahiptiler. Eski Mısırlılarda bu Tanrılar önemli bir yer isgal etmislerdir. Eski Mısır dini, bir çok ve çesitli ilahları mukaddes saymiştir. Onların heykellerini, resimlerini yaparak sekillendirmislerdir. Mısırlılar genellikle çok ilahli Tanrı kavramina inanirlar. Ancak 4. Amenofis devrinde tek ilahli bir düsünce reformu, devamsiz bir hareket olarak kaydedilmiştir.
Mısır ilahları konularıni gökten, topraktan, sudan, bitkilerden, hayvanlardan ve insanlardan alirlar. Mısırlılara göre her seyin basi gök Tanrısındadir ve bütün eski tarih boyunca, Gök ve Nil ilahları daima en önemli Tanrılar olarak kalmislardir.
Gök Ilahinin ismi ve şekli degismekle berber, gökyüzündeki yildizlar, Güneş ve ay en eski ve devamli ilahlar arasindadir. Sonra yeryüzü ilahları gelir ki, toprak, su ve agaçlar bunların sembolüdür.
Hayvanlar alemi ise Mısır ilahları arasinda en kalabalik yeri isgal ederler. Bu mukaddes sayilan hayvanlar, bazen bizzat kendileri veya bir özel isaret ile, bazen de sadece basları ile insan vücudu üzerinde temsil edilmislerdir. Mesela Osiris ölüler ilahidir.
Mısırlıların ilah kavrami hakkindaki bilgileri sadece metinlerden ögrenebiliyoruz. Mesela, piramit metinlerinde, bir firavun öldügü zaman nasil ve ne suretle ilah mertebesine yükseliyor? Bu metin de az da olsa bilgi verilmektedir.
Rahipler – Ayinler – Mabetler:
Mısır dininin tatbikatini rahipler yapar ve onlar bu teolojiyi düzenlerlerdi. Rahipler krallar tarafindan çok zengin bir hale getirilmislerdir. Rahipler, halk tarafindan ilahlara kesilen kurbanlar ve verilen hediyelerle bol bol geçiniyorlar ve mabetlerde genis yerlerde oturabiliyorlardi. Ayni zamanda da devlete vergi vermekten muaftilar. Angarya islerde çalistirilmadikları gibi, askeri görevde görmüyorlardi. Böylece halk içinde bir otoriteye sahiptiler.
Mısır dininin tatbikatini rahipler yapar ve onlar bu teolojiyi düzenlerlerdi. Rahipler krallar tarafindan çok zengin bir hale getirilmislerdir. Rahipler, halk tarafindan ilahlara kesilen kurbanlar ve verilen hediyelerle bol bol geçiniyorlar ve mabetlerde genis yerlerde oturabiliyorlardi. Ayni zamanda da devlete vergi vermekten muaftilar. Angarya islerde çalistirilmadikları gibi, askeri görevde görmüyorlardi. Böylece halk içinde bir otoriteye sahiptiler.
Mabetler, Mısır sehrinde en önemli yeri isgal ettigi gibi, abide bakimindan da en büyük binalardir. Mabet Tanrıların evi, heykel ve sembollerin saklandigi mukaddes ter, ayni zamanda da totem sayilan hayvanların serbestçe girebildikleri bir bina idi.
Ayinler, büyük dini törenlerden başka, her gün mabetlerde gerçek formüllü dualarla ilah heykellerin önünde yapilir ve bunları ya bizzat kral veya rahipler idare ederlerdi. Mabedin içine güzel kokular yakilir ve rahibeler tarafindan müzik çalinarak dans edilirdi. Ayinler her gün ve her mabette ayni sekilde icra edilirdi.
Buna göre ilahların da krallar gibi, iki esasi vardır:
Ilk temsil edilen ilahlar MÖ 4000 ortalarında baslamiştir. Mısır’ın dini fikirleri belirten ilk belgelerden biri MÖ 2625 yilinda Saqqara piramitlerindeki, Kral Unas’in mezarinda olan yazidir. Heliyopolis’te yer tutan ve Güneş temeline dayanarak “Ra” adini tasiyan mabut bulunur.
Mısır’da bir de ayni kavrami ifade eden ilahlar, başka başka isimlerde de anilmislardir. Mesela Hor, Ra, Aton isimleri hep Güneş’i temsil eden ilahlardir. Bunun sebebi siyasi merkezlerin degismesidir.
Mısır ilahlarıni iki büyük grupta toplayabiliriz: Yerel Totemler “gök” ve Yer Ilahları.
Yerel totemler, göçebe kabilelerin yerlestikleri sitelerde, mukaddes saydikları hayvan ve putları insan vücudu ile de birlestirerek temsil ettikleri ilahlardir. Bu suretle kabile ilahları, yerel Tanrılar olmuslar ve “sitenin hakimi” sayilmislardir.
Ilahlar ilk zamanlarda erkek olsun kadın olsun yalniz yasar ve hakimiyetini korumada çok kiskanç davranirdi. Fakat Mısırli buna bir aile olusturmakta gecikmemis, evli düsünülen ilah çocugu ile beraber bir üçlü sisteme geçmiştir.
Bunda bas hakim olan baba degildir. Bazen de kadın ilahe tamamiyla hakim durumdadir. Mesela Dendara’daki Hathor gibi.
Ilah ailesiyle beraber kendi sarayi sayilan mabette oturur, bazen de yanina başka ilahların girmesine izin verebilirdi. Yeryüzünde yaşayan ve Tanrınin sembolü temsil edilen Firavun da her vakit ilahin karsisina çikabilirdi.
Fakat kral her mabette ayni zamanda bulunamayacagi gibi, kendisine vekil olarak rahipleri birakir ve onlar ilaha, mabede ve onun arazisine bakarlardi.
Bazı yerel ilahların hakimiyet sahaları, zamanla da genislemiştir. Bunun en tipik örneği Deltada Busiris eyaletinde bir agaçla temsil edilen bitki ve ölüler ilahi Osiris’in ta Güney Mısır’a kadar gidisidir. Buradan önce Memfis’e giderek, yerel ölü ilahi olan Anubis’in yerine geçmis, sonra da Yukari Mısır’da Abidos’ta köpek şekline girerek ölüleri korumustur. Sonraki devirlerde ise bütün Mısır’da Osiris ölüler ilahi olarak yer almiştir.
Bu yerel ilahların esas ilk merkezleri kesin olarak pek tespit edilmemekle birlikte, bir çokları daima malum olmustur. Mesela Asagi Mısır’da Horus, Busiris’te Osiris, Memfis’te Ptah, Dendara’da Hathor gibi.
Eski fikirden kalmis olarak tarihi devirlerde de tapilan canli hayvanlar olmustur. Bunların en baslicasi ve söhret sahibi olan , Memfis’te takdis edilen Apis Öküzü’dür. Beyaz lekeleri olan siyah renkli bu öküzün, basinda üçgen şeklinde beyaz bir alametin olmasi lazimdi. Memfis’te beslenerek korunmustur. Bu hayvan Ptah’in bir canli numunesi sayilir ve onun bu hayvanda yasadiğini rahipler anlayabilir sanilirdi. Alnindaki siyah üçgenden başka sirtinda akbabaya benzeyen bir sekil, sag yaninda bir hilal, dili üzerinde ise hamam böcegine benzeyen bir isareti bulunmasi gerekti. Ayni zamanda da kuyruk tüylerinin çift olmasi gerekiyordu. Bu sartlara uyan Apis Öküzü Ptah mabedinin karsisina yapilmis bir mabette, itina ile rahipler tarafindan bakilir ve beslenirdi. Gündüzleri belirli zamanlarda avluya çikarilan mukaddes öküzün her hareketinde rahipler bir anlam çikarirdi. Bu hayvan ölünce Mısırlılar tarafindan büyük bir matem oldu. Ama yenisinin meydana çikişi büyük sevinç olurdu. Ölen öküzler mumyalanarak büyük cenaze törenleri yapilir ve Saqqara’da bulunan yer alti galerilerindeki lahitlere konulurdu. Isis-Apis olan bu hayvan için, Serapeum denilen mabette ayinler yapilirdi. Ölünce yerine yeni bulunan Apis geçer ve totem hayvan yasamis olurdu.
Ilahlara bir takim kuvvetler de atfedilmiştir:
1- Osiris : Ölüler Tanrısı.
2- Ptah: Artistlerin ve Madencilerin Tanrısı.
3- Hathor : Ask ve Nese Tanrıçası.
4- Maat: Adalet ve Hukuk Tanrısı.
5- Sobek: Sular Tanrısı
6- Seshet: Yazi Tanrıçası.
7- Sekhmet: Savas Tanrıçası.
8- Min: Çöllerdeki Seyyahların koruyucusu ve Hasat Tanrısı.
9- Tot: Ay ve Ilim Tanrısı.
10- Geb: Toprak Tanrısı.
11- Set: Kuraklik ve Kötülük Tanrısı
12- Isis: Analik ve Bereket Tanrıçası.
1- Osiris : Ölüler Tanrısı.
2- Ptah: Artistlerin ve Madencilerin Tanrısı.
3- Hathor : Ask ve Nese Tanrıçası.
4- Maat: Adalet ve Hukuk Tanrısı.
5- Sobek: Sular Tanrısı
6- Seshet: Yazi Tanrıçası.
7- Sekhmet: Savas Tanrıçası.
8- Min: Çöllerdeki Seyyahların koruyucusu ve Hasat Tanrısı.
9- Tot: Ay ve Ilim Tanrısı.
10- Geb: Toprak Tanrısı.
11- Set: Kuraklik ve Kötülük Tanrısı
12- Isis: Analik ve Bereket Tanrıçası.
Gök ilahini çok büyük bir inek şeklinde düsünen Mısırlılar, ona “Hathor” adini vermislerdir. Arz Onun ayakları altinda durdugu farz edilir ve karninda ise yildizlar parlardi. Diger taraftan bu Gök Ilahi’na bazı eyaletlerde “Sibu” adi verilmiştir.
Ay ilahina “Tot” adi verilmiştir. Fakat bunların içinde en büyük olarak Güneş Ilahi “Amon-Ra, Horus” basta sayilir. Mısırlıların “Yaradilis Destani” bu Güneş fikrinden dogar. Onlar Güneşin dünyada ilk dogdugu günü “Yaratan” kabul ediyorlardi. Bu ilah, bitkileri, hayvanları ve insanları yaratmiştir. Ilk yaratilan insanlar “Ra”nin dogrudan dogruya çocuklarıdir.
Bundan başka toprak ilahi da yer almaktadir. Toprak Ilahi “Geb”dir. Bazen de bu Tanrı “Isis” kabul edilirdi.
Mısır dini Natürizm dinidir. Mısır itikadında en önemli olay Güneş kavramidir. Mısır’in Güneş ilahlarından en meshuru Horus’dur. Digerleri, Atun, Set, Ra’dir. Bazı Mısır ilahları sunlardir:
Horus- Nur ilahidir ve Güneşi temsil eder. Gökyüzünün burçları üzerinde görünür ve bir atmaca şeklinde göklerde uçar. Atmaca da Hor adini tasimaktadir. Güneşle ay ilahin iki gözü sayilir. Hor iki kuvvetli kanatla gösterilir. Bu kanatlar semada uçtugunu gösterir. Bu kanatlarda iki müthis yilan vardır ki agizlarından ates püskürür. Bu da Güneşin yakici, çarpici ve öldürücü kudretinin alametidir.
Kainati aydinlatan ve canlandiran Horus kardesi zulüm ve tahrip ilahi olan Set ile devamli mücadelededir. Hep Horus kazanir ama Set yok olmaz. Bazen de Set geçici yenilgiler kazanir ve Horus’un bir gözünü çikarir ki Güneşle ay tutulmasi bundandir. Bu durum yer ilahi Geb’in araciligi ile halledilir. Güney Mısır Set’e ve Kuzey Mısır Horus’a verilir.
Set- Garip bir tarihe sahiptir. Mısır; milli birligini oturtmadan evvel Horus kuzey Kralıyetinin ilahiydi. Bu krallar kendilerine Hor unvanini almislardi. Zaten her yerde krallar, gökten ve Güneşten unvan aldilar. Set kuzeylilerce sahranin kavurucu, kişir ve buna benzer felaketlerin ilahi saymislardir. Kuzeyliler basarili olunca Horus Mısır’in kendi ilahi ve Hor unvanini tasiyan krallar Mısır’in kendi hükümdari olunca yavas yavas Set sahra ilahi fikrinden, yabanci ilah (sahra yabanci sayilirdi) fikrine geçerek Suriye’nin Sotek ve Bal ilahina benzetilmiştir. Daha sonra Horus nuru hayatin ve Set zulmet ve tahribin ilahi olmustur.
Ra- Güneşi ifade den Tanrılardan biridir. Ra insanlar arasinda oturmaz, râkip olduğu kayigi ile ebedi bir tarzda semada yüzer durur. Zulmetle devamli mücadele ederdi.
Maat- Mısırlılar indinde ay ile önemli ilahlardan biriydi. Maat Uygurca ay anlamina gelmektedir.
Tot- Aya ait bir ilahtir. Aydan hariç bölünmüs zamana da hakimdi. Diger taraftan ilahların müsavir ve katibi idi. Hor’la Set arasindaki anlasmazlikta, Geb ile hakemlik yapmiştir.
Ptah- Mısır’daki büyük ilahlardan biridir. Ptah’i tavsiye ederken dokuz ilah manzumesinin kalbi ve dili gibi tarif edilmiştir. Ptah yaratma kelimesini Atun diliyle telaffuz etmis ve bundan sonra bütün olusum, ilahlar,sehirler ve kainatta iyi, kötü ne varsa her sey olusmustur. Ptah Türkçe “put” demektir. Mavi yani gök demektir. Mısır dilinde Pt =Gök demektir.
Osiris- Mısırda önemli bir kült halinde olan bu ilahin gerçekleri Mısır rahiplerince son derece özenle saklanan bir sir halindedir.
Horus’tan daha kidemli olan Osiris Mısır’in bir kahramani, Mısır’ın birligini Kuran, medeniyeti ögreten, yaziyi icat eden akil ve hayirli bir hükümdardi. Resimlerinde bir elinde çoban degnegi diger elinde öküz kamçisi vardır. Bu daHor gibi Asagi Mısır hükümdaridir. Zulmet ve tahrip ilahi olan Setle devamli rekabettedir. Set unvanini güney hükümdari ile mücadeleye girismiştir. Set bir ara itaat eder gibi görünerek, Osiris’in güvenini kazandiktan sonra beraberindeki 72 kişiyle Osiris’i pusuya düsürmüs ve bir tabut içine kapatarak denize atmiştir.
Dalgalar Osiris içinde bulundugu tabutu sürükleyerek Finike’de Biblos sahillerine atar. Bu sirada Osirisin karısı ve kiz kardesi olan Isis aramaya çikar. Biblos sahillerinde tabutu bulur ve Set’ten gizler. Fakat Set bir zaman sonra isi kesfeder ve Osiris’in naasini tanir. Ve bu naasi parça parça ederek her parçasini bir tarafa dagitir. Isis bu parçaları toplamak için hazirlanir. Anubi ve Hor’un iyilikleriyle parçaları bulur ve birlestirir. Osiris böylece yeniden hayata gelir. Oglu Hor pederinin intikamini alir. Fakat Set hiçbir sekilde maglup olmaz. Nihayet yer ilahi Geb hakem olur. Bu da Mısıri Hor ile Set arasinda bölüstürmek suretiyle ihtilafi halleder.
Osiris’in bir diger safhasi daha sonuca varmiştir, o da bitkilere ilah olmasidir. Ölen, dirile, tekrar hayata gelen ilah hasatçiların oraklar ile biçilen ve baharda tekrar canlanan ruhu bitkidir. Anadolu ve Suriye’de bitki ilahi olan Atis ile Adonis de ölen ve dirilen bir ilahtir. Bunu temsil için yapılan putlarda bir agaç gövdesi üzerine ellerinde çoban degnegi ile öküz kamçisi tasiyan bir insan basi görülür. Bu agaç gövdesi bitki aleminin alametidir.
Eski Mısır Tanrıları
Aker: “IGICI”. Güneşi ayarlamak ve yükseltmekten sorumludur.
Aker: “IGICI”. Güneşi ayarlamak ve yükseltmekten sorumludur.
Amon: “Gizli biri”. Tanrıların Theban Kralıdir.
Ammut: “Ölü Yutucu”. Ölümsüz yasama layik olmayanin kalbini yiyen canavar.
Anqet: “Kucaklama”. Elephantine’nin su Tanrıçası.
Apep: Güneşi yok etmek için günlük deneme yapan yilan.
Aten: Güneş Diski.
Atum: Re’nin bir formu. Güneşi ayarlayan bir Tanrı.
Bastet : Ev ve Güneş isiginin kedi Tanrıçası.
Bes: Müzik, dans ve savasin cüce Tanrıçası.
Buto: Asagi Mısır’ın kobra Tanrıçası.
Duamutef: Horus’un ogullarından biri. Ölünün midesinde korunmustur.
Geb: Gökyüzünün esi ve dünyanin Tanrısıdir.
Hapi: Nil’in Tanrısıdir.
Hapy: Horus’un ogullarından biri. Ölünün akcigerlerinde korunmaktadir.
Hathor: Ask, müzik ve kadınin inek Tanrıçası.
Horus: Firavunların ve Güneşin sahin Tanrısı.
Imhotep: Djoser’in veziri, sonra Ptah’in oglu gibi ibadet edilmiştir.
Imsety: Horus’un ogullarından biri. Ölünün karacigerinde korunmustur.
Isis: Osiris’in dullugunun ve siirin Tanrıçası.
Khonsu: Ay’in Theban Tanrısı.
Khepare: Yükselen Güneşin böcek Tanrısı.
Khnemu: Su baskini ve Nil’in iri Tanrısı.
Ma’at: Gerçek ve hukukun tantiçasi.
Mefetseğer: Krallar Vadisi’nin Tanrıçası.
Min: Erkek bereket Tanrısı.
Montu: Mısırli savas Tanrısı.
Mut: Amon’un esi ve Theban’in ana Tanrıçası.
Nefertem: Nilüfer çiçeginin Memphis Tanrıçası.
Neith: Savas ve dokuma Tanrıçası.
Nekhebet: Yukari Mısır’daki Akbaba Tanrıçası.
Nephthys: Seth’in esi ve Isis’in kiz kardesi.
Nut: Osiris ve Isis’in annesi ve gökyüzü Tanrıçası.
Nun: Ilk suların Tanrısı.
Onuris: Savasçi ve Abidos’un gökyüzü Tanrısı.
Osiris: Seth tarafindan öldürüldü, yasamdan sonrasi ve tarim Tanrısı.
Ptah: Memphis’in mumya yaratma Tanrısı.
Qebehsenuef: Horus’un ogullarından biri. Ölünün bagirsaklarında korunur.
Qetesh: Semetik doga Tanrıçası.
Ra: Güneş Tanrısı.
Satet: Nil suyu ve bereket Tanrıçası.
Sekhmet: Yikim ve savasin disi aslan Tanrıçası.
Selket: Büyünün akrep Tanrıçası.
Serapis: Ahiret ve Güneşin Helenistik Tanrısı.
Seshat: Ölçüm ve yazma Tanrıçası.
Seth: Osiris’in erkek kardesi tarafindan öldürüldü. Firtina, gök ve gürültü Tanrısı.
Shu: Mut ve Geb’in babasi. Hava Tanrısı.
Sobek: Timsahlar Tanrısı.
Tauret: Kadın dogumunun hipopotam Tanrıçası.
Tefnut: Nut ve Geb’in annesi. Yagmur ve nem Tanrıçası.
Thoth: Yazma akil ve ay Tanrısı.
Kaynak
İçerik, “www.dunyadinleri.com”dan alıntılanarak derlenmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder